1992'den 1995'e kadar, üç yıl süren
Bosna savaşında yüz on bin kişi hayatını kaybetti, iki milyon kişi de göç etmek
zorunda bırakıldı. Bu savaştan sadece Bosna'lılar ve Sırplar değil, bütün balkanlar da nasibini aldı. Öyle ki
öldürmenin meşru kılındığı bu insanlık suçuna hiç bir devlet müdahale etmedi. Birleşmiş
Milletlerin bölgedeki hakimiyetini de savaş sırasında, Bosna'lı gençler, sokak
köpeklerinin üzerine ''UN'' yazarak çok güzel bir göndermeyle ortaya dökmüş. Fetisov
ve Kiro oyun boyunca Birleşmiş Milletler'in bu acizliğinden oldukça bahsediyor. Kiro, Boşnak gençleri kadar
eğleniyor, her zamanki gibi iğneleyici sözlerini deli arkadaşlarına yöneltmiş
gibi gözükse de bütün akıllıların yüzüne çarpıyor;
''Onlar
için burası bir balkanlar. Balkanlar'a yardım atın denmiş ve atmışlar.''
Eski asker Fetisov ise, üzerindeki
üniformanın etkisiyle hala Birleşmiş Milletlere olan inancını koruyor;
''Avrupa'nın
buna nasıl bakacağını bir düşünün. Açlıktan geberirken yiyecek, soğuktan
donarken giyecek, umutsuz kalmışken umut yollayan o insanların önüne nasıl
çıkacağız?''
Repliklerdeki bu ironilerin
altında, Avrupa ve Nato'nun kılını kıpırdatmadığı savaşta, Birleşmiş Milletler
güçlerinin barış gücü olarak Sırp'ların önüne Boşnak'ları atması yatıyor
şüphesiz. Bu gün karşımızda olan, bu savaşın iki milyon mağdurundan sadece yedi
tanesi. Doktor'a eylemsizliği, Fetisov'a mekanikliği, Kiro'ya çalma hırsını ve
politikliği, Matey'e bir böcek kadar ufak olmayı, Davut'a kimliksizleşmeyi
dayatan toplumun akıllıları, artık kendi işlerini göremeyecek olan ötekileştirdikleri, akıl
hastası diye damgaladıkları bu insanları tedavi edip, tekrar topluma
kazandırmak için dağın başındaki manastıra kapatıyor. Onların tek hastalığı ise
kendilerinden başkasına zarar veremeyecek, insan öldüremeyecek kadar akılsız
olmaları...
''
Siz deli değilsiniz! Sadece öbürlerinden farklısınız. Siz bu dünya için
yaratılmadınız. Bir yerlerde bizim gerçek bir dünyamızın olduğuna inanalım.''
Fetisov'a göre; İnsan yaşamını
anlamlandırabilmek, bir temele oturtabilmek adına bir neden aramalı. Deliler de
öyle yapıyor. Kendilerine ait olmayan bu dünyanın saçmalığını reddedip, bir hiç
uğruna, barış uğruna bir var oluş tutkusuna kapılıyorlar... Tekrar boşlukta
kalacaklarını bilmeden...
0 yorum:
Yorum Gönder