Geçen hafta Mehmet Tamdeğer'e ve Kurban'ın davulcusu Burak Gürpınar'a birkaç soru sorma fırsatı yakaladım. Dünyacı ünlü ''İstanbul Mehmet'' zillerinin Mehmet ustası bu işi 9 yaşında, Mikael Zildjian'dan devralmış. Zildjian, Ermenice'de ''zilci'' anlamına geliyor. Mehter takımına zil üretmekle ustalığa başlayan Zildjian ve torunları zamanla dünyaya açılmış, hatta Mozart'ın eserlerinde kullanılmak üzere ihracata başlamış. Böyle bir ustanın çırağı Mehmet Tamdeğer. Diğer çırak Agop Tomurcuk'la zil üretimine devam etmişler. Bugün Mehmet ve Agop olarak iki farklı markayla dövme zil üretimine devam ediyorlar. Bu markaların yanında el yapımı zilleri üreten Bosphorus, Turkish, Pasha, Amedia, Masterwork, Diril markaları da var.
Tüm
dünyada el yapımı ziller sadece bu topraklardaki ustaların elinden çıkıyor
anlayacağınız.
Bir
müzik enstrümanının anavatanı olmak gurur verici.
Buraya
kadar bütün bir hikaye gurur verici.
Ne
yapıyoruz bu zilleri?
Büyük
bölümünü ihraç ediyoruz.
75
milyon nüfustan kaç tanesi bu zilleri kullanıyor, kullanabiliyor?
3-5-7-9...
Ne
yapıyoruz?
İhracatla
gurur duyuyoruz.
Enstrümanı
ihraç edip, müziği ithal ediyoruz.
Ne
yapmak lazım?
''Ülkemizde maalesef sanata verilen değer çok yüksek olmadığı için ve buna bağlı olarak ne sanatçılara ne de zanaatçılara gereken önem verilmemektedir. Aslında ülkemizdeki gençlerin tamamen bu işe yada bizlere ilgisiz olduğunu söyleyemeyiz. Müzikle uğraşan insanlar bize her zaman gereken önemi ve desteği veriyor ve tabii bu sayı müzikle uğraşanların sayısı çok fazla olmadığı için sınırlı kalabiliyor.'' diye çok güzel bir cevap veriyor Mehmet Tamdeğer.
Tabureden bateri yapmak gibi kendi ürettiği imkanlarıyla ve çabalarıyla Türkiye'nin en iyi davulcularından biri olan Burak Gürpınar ise sanata olan genel ilgisizlikten yakınıyor.'' Faydalı olabilecek ve gelişme sağlayabilecek aynı zamanda da kültürel olarak dolu bir şey ne zaman desteklendi ve ilgi gördü? Bu genel bir sorun. Bu da çoğunlukla dinleyicinin, tüketicinin değil onlara yön veren büyük isimlerin, şirketlerin kontrol ettiği bir şey.''
Popüler
şarkıcılar ne kadar ilgiliyse ülke meseleleriyle insanlar da o kadar
ilgili.
Kısa zaman öncesine kadar radyo kültürü vardı bu ülkede.
Kısa zaman öncesine kadar radyo kültürü vardı bu ülkede.
Hala
da devam ediyor.
Herhangi
bir kanalı açıp, dinlerlerdi.
Maksat
gürültü olsun.
Onlar da artık çekirdek gibi bakıyor müziğe.
Onlar da artık çekirdek gibi bakıyor müziğe.
Onda
ne bir estetik ne de bir matematik arıyor.
Mehmet Tamdeğer'e ve Burak
Gürpınar'a teşekkürler.
Fatih Buğra Akbaş
(Evrim Gazetesi)
http://evrimgazetesi.com.tr/yazar.asp?yaziID=466
http://evrimgazetesi.com.tr/yazar.asp?yaziID=466
0 yorum:
Yorum Gönder