Benim gibi sıradan birinin ne kendi dünyasında ne de yaşadığı zamanda çokça ilginç şeyler olabilir.
Yine de yazıyorum ve bunlar yayımlansın istiyorum.
İlginç olan da bu.
Yazmanın pek bir şeye faydasının olmadığı, yazıların da okunmaya ihtiyaç duyulmadığı toplumda yazmanın ne anlamı var?
Her koşulda, belirli çerçeveler içerisinde size neyi, nasıl, nerede, ne algılamanız gerektiğini zaten söyleyenler var. Hele şu zamanda yazı yazılır mı, kitap basılır mı.Yazmak öylesine bir iştir ki sadece doğuştan (apriori) eli kalem tutanlar yazabilir. Sıradan insanlar için değildir, zaman ya da yer yoktur. Hali hazırda tanınmışların işidir bu, konservedir.
Bugün çok az evde düzenli bir kitaplık görürsünüz. Genel geçer yargılara göre yaşayanların evlerinin çoğunda mevcut kitaplar bir kolinin ya da market poşetinin içine istiflenip, açılmamak üzere karantinaya alınır. Belki aristokratik görüntüsünden dolayı ansiklopediler dekor olarak kullanılabilir. Ya da yine bu entelektüel görüntüsünden ve belki de biraz vicdan azabından dolayı kahve ve market kitabının aynı karede çekilmiş fotoğrafları kullanılır.
Önüne konanı yiyenler yazma eylemine genellikle "vayy" "eee" gibi nidalarla anlaşılmaz bir coşku gösterir.
- Tiyatro mu? Ooo televizyonda da izleriz artık. Haa yazıyor musun sen, olsun, bulursun bir şeyler.
Yine de yazıyorum ve bunlar yayımlansın istiyorum.
İlginç olan da bu.
Yazmanın pek bir şeye faydasının olmadığı, yazıların da okunmaya ihtiyaç duyulmadığı toplumda yazmanın ne anlamı var?
Her koşulda, belirli çerçeveler içerisinde size neyi, nasıl, nerede, ne algılamanız gerektiğini zaten söyleyenler var. Hele şu zamanda yazı yazılır mı, kitap basılır mı.Yazmak öylesine bir iştir ki sadece doğuştan (apriori) eli kalem tutanlar yazabilir. Sıradan insanlar için değildir, zaman ya da yer yoktur. Hali hazırda tanınmışların işidir bu, konservedir.
Bugün çok az evde düzenli bir kitaplık görürsünüz. Genel geçer yargılara göre yaşayanların evlerinin çoğunda mevcut kitaplar bir kolinin ya da market poşetinin içine istiflenip, açılmamak üzere karantinaya alınır. Belki aristokratik görüntüsünden dolayı ansiklopediler dekor olarak kullanılabilir. Ya da yine bu entelektüel görüntüsünden ve belki de biraz vicdan azabından dolayı kahve ve market kitabının aynı karede çekilmiş fotoğrafları kullanılır.
Önüne konanı yiyenler yazma eylemine genellikle "vayy" "eee" gibi nidalarla anlaşılmaz bir coşku gösterir.
- Tiyatro mu? Ooo televizyonda da izleriz artık. Haa yazıyor musun sen, olsun, bulursun bir şeyler.
‘’Türkiye’de aklı başında olan her yazar hapse girmeyi göze almıştır’’ diyen Sevan Nişanyan’ın aksine; aklı başında kalabilmek; yanında yazı yazıp, bu iki olguyu bir araya getirip dışarıda kalanlar düşünsün bunu.
Romantik bitmemeli bu yazı. Yine de ne sanatçılar yetiştirmiştir bizim memleket; sözleri dillerde, ezgileri dudaklarda, 17 milyon Ayşe Hatun Önal…
0 yorum:
Yorum Gönder