Son Gönderiler

26.03.2013

Küresel Isınma ve Bireysel Çaba


Türkiye kavruluyor.
Sıcaklıkların artmasına bağlı olarak Güneydoğu'da kamu kuruluşlarında çalışanlar idari izne ayrıldılar.
Batıda da gündüz dışarı çıkmak mümkün değil.
Yaz ayının Ramazan'a denk gelmesi de oruç tutanlar için tam bir sınav.
Nem oranı yüksek olan yerlerde günü klimasız geçirmek, araç kullanmak çok zor.

Bu sıcakları, hele şu günlerde daha da gündemde olan küresel ısınmaya bağlayanlar teknolojiye, arabalara, klimalara çemkiriyorlar.
Türkiyede'ki ünlü bir bankanın yayımladığı küresel ısınma broşüründe de aynı şikayetler göze çarpıyor.
Özetle; gerekmedikçe enerji tüketmememizi, elektrikten petrole kadar tasarruflar yapmamız gerektiğini, bilgisayarları televizyonları daha az kullanmamızı istiyorlar.
Bunlar belki bireysel yaşantı için faydalı eylemler.
Ya küresel ısınma için?
Devede pire.

Medya bangır, bangır bağırıyor; ''Küresel ısınma bizim suçumuz'' diye.
Böyle bir sistemde, ABD, elektrikle çalışan bütün toplu taşıma araçlarını petrol emicisi General Motor'a vermişken, Türkiye'de yatırımlar asfalta, arabaya, petrol kullanımına yapılırken, kullandığım bilgisayarım mı karbondioksit oranına katkıda bulunuyor?
Her saat, Eskişehir'in üzerinden 40 ton benzinle yüklü, F16 Fighter jetler geçerken benim 1,4 motorlu aracım mı ozonu deliyor?

Cevap vermek zor değil.

Küresel ısınmayla öncü olarak mücadele eden ABD ve Avrupa  kendi bünyesinde bulunan binlerce enerji santralinin doğaya saldığı karbondioksit miktarı toplam 3 milyar ton.
Bahsedilen sera etkisine Kyoto Sözleşmesini imzalayan, toplam 6 milyar ton karbondioksit salımıyla en fazla katkıda bulunan iki ülke ABD ve Çin. Nükleer enerji santrallerine büyük önem veren ve en çok salınım yapan diğer ülkeler; Rusya, Hindistan ve Japonya.

Bu santrallerdeki enerjiyi kömürle sağlayan ve hayli yüksek salınıma sahip olan AB ülkeleri, alternatif kaynak olan doğalgaza yönelirse, Rusya'ya bağımlı hale gelecek. Bu durumda da hali hazırda petrol ve kömürü kullanmayı bekleyen büyük enerji şirketleri de batacak, Avrupa büyük krize girecek.

Yer altı kaynaklarına, bilhassa petrole ve kömüre bu kadar bağımlı olan, yer altı kaynaklarının zengin olduğu kutuplarda, buzulların erimesiyle buradaki kaynaklara erişecek çoğu Avrupa ülkesi ve ABD için küresel ısınma o kadar da kötü bir şey değil.

''Bacasında bulut oluşturan enerji santralleri kadar sizin parfümleriniz,enerji tüketiminiz yüzünden dünya felakete sürükleniyor''  feryatlarına kapılan, yakında su savaşlarının olacağını, milyonlarca insanın öleceğini ve göçlerin olacağını söyleyen mantık zaten felaketin içinde olduğunu, bu kaynakları kullananların yaşadığını, kullanamayanların öldüğünü söylemekten çekiniyor.
Dünyayı bu şekilde sömürenler de ''bu sizin suçunuz'' diyerek insanları bir güzel uyutuyor.
Masum çevreciler de bunun propagandasını yapıyor.

Verilere göre insanların salınım yaptığı oran %2 iken, sadece yukarıdaki ülkeler, bu santrallerle %70 orana sahip.


Ne yapıyosunuz siz?
%2 Çok büyük bir rakam.
Ne bu düşüncesizlik?
Aman parfümü az sıkın, daha az yakan yeni model arabalar alın, enerji üretmeyin satın alın.
Yoksa cehennemi bu dünyada yaşarsınız.

30.07.2012