Son Gönderiler

26.03.2013

Trafikte Toplum Gözlemi


Geçtiğimiz hafta trafik haftasıydı.

Bu haftanın amacına uygun olarak her sene yapıldığı gibi trafik kurallarının önemi tekrar vurgulandı, sürücülerin ve yayaların daha dikkatli olmalarına ilişkin konuşmalar yapıldı.

Aynı hafta Galatasaray’ın şampiyon olduğu haftaydı.
Galatasaray taraftarı şampiyonluğu büyük coşkuyla kutladı.
Bu büyük coşku, her zaman olduğu gibi trafiğe sıçradı.
Bizim ülkemizde kutlama yapmak demek, arabayı alıp caddelere çıkmak demek.
Seçimlerde, düğünlerde de olduğu gibi…
Konvoylar oluşturulur, kornalara basılır, trafik felç edilir.
Kutlama günlerinde arabanın camından sarkmak, etrafa bağırmak serbesttir.
Trafik kuralları ölümcül bir tehlike yoksa hiçe sayılır.

Kutlama yapılmadığı zamanlarda da trafikte nefes almak mümkün değil.
Kornanın en çok kullanıldığı ülke Türkiye’dir sanırım.
Sanırsınız ki haklarını arayan, zamanı en önemli olan ülke Türkiye.
Hemen her arabada kavgada kullanılmak üzere bir sopa ya da kesici alet bulunur.
İyi araba sürmenin koşulu, kavşaklarda kaydırarak şov yapabilmektir.
Beş bin liralık arabayla otoyollarda hız sınırını aşabilmektir.
Ya da kaskız motosiklet kullanabilmektir.

Türkiye, birkaç Afrika ülkesinden sonra en çok trafik kazasının olduğu onuncu ülke…
Arabanın icat edilmesinden bu yana binlerce kişi trafik kazasında yaşamını yitirmiş.
Bugün, özellikle bayan sürücüler neden trafiğe çıkmaktan korkuyor?

Bun sebebi ne eğitim, ne denetim ne de başka bir şey.
Trafik, toplumun uygarlık seviyesini gösteren en gözle görülür şey.
Ne yazık ki trafik, trafik eğitimiyle düzelmez, düzelmiyor da.

19.05.2012